November 2024
SunMonTueWedThuFriSat
272829303112
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
1234567
 

Stres...

Bizleri zorlayan, kısıtlayan, engelleyen ve bunların sonucunda baş edemeyeceğimizi düşündüğümüz problemler karşısında vücudumuzun gösterdiği tepki şeklinde tanımlayabiliriz stresi. Sosyal ve ekonomik anlamda birçok değişikliğin yaşandığı günümüzde hepimizin zaman zaman içine düştüğü gerginlik hali, öyle bir hal ki bazen psikolojik bazen de fizyolojik olarak bizleri zor duruma sokmakta ve kendimizi çaresiz hissedebilmekteyiz.

Bu yeni durumlara uyum sağlama sürecinde bizlerde meydana gelen gerginlik hali aslında hayatımızın doğal bir parçasıdır. madem hayatımızın doğal bir parçası o zaman neden kendimizi bir acayip hissediyoruz diyorsanız; bunun sebebi karşılaştığımız yeni duruma yönelik daha önceden kullandığımız bir baş etme becerimizin olmamasıdır.
Karşılaştığımız olumsuzluklar, farkında olmadan bir şeyler öğrenmemize sebep oluyor ve yeri geldiğinde olumsuzluklar karşısında nasıl davranmamız gerektiğine karar veriyoruz. Stres tamamıyla sübjektif bir durumdur, şöyle ki kalabalık bir insan topluluğuna karşı konuşma yapmak kimileri için inanılmaz bir stres kaynağıyken kimileri için gayet sıradan bir durum olarak görülebilir. Zira tüm bireyler farklı davranış örüntülerine sahip, kendilerine özgü davranışları ve problemler karşısında baş etme becerileri olan bireylerdir.

Stres tamamıyla olumsuz bir durummuş gibi gözükse de, bireyleri uyanık tutup yeni durumlara uyum sağlayabilmeleri açısından gereklidir. Yapılan araştırmalarda stres düzeyinin düşük olması halinde bireylerin umursamaz bir tavır sergiledikleri, gereğinden fazla olması halinde fizyolojik ve psikolojik belirtilerin yoğunlaşmasıyla yeni duruma uyum sağlayamama durumu gözükmektedir. Her insan için farklı olan makul düzeyde stresin ise bireylerin performanslarını en üst düzeyde tutarak yaşamlarını daha kaliteli hale getirdiklerini göstermektedir.

Stres karşısında neler yapabiliriz?

Öncelikle fiziksel dayanıklılığımızı arttırmalıyız, bunun için sağlıklı beslenme davranışını alışkanlık haline getirmeliyiz.
Uyku, gün boyu zihnimizde ve vücudumuzda biriken stresi atmak için iyi bir seçimdir. (istenmeyen olaylardan kaçmak adına gün içerisinde ki uyku halinden bahsetmiyoruz.)
Göz göre göre ruh halimizi olumsuz etkileyen televizyon programlarından uzak durmalıyız.
Gülmeyi ihmal etmemeliyiz. Sabah aynada ilk gülümsemeyi kendimize, sonrakileri de etrafımızdaki insanlara bonkörce dağıtabiliriz.
Hayatımızdaki hedefleri belirleyip gideceğimiz istikameti çizmek, ne için mücadele ettiğimizi anlamamıza ve hayatımızı anlamlandırmamıza yardımcı olacaktır.
Problemlerimizi yakınlarımızla paylaşıp yükümüzü hafifletebiliriz.
Olumlu düşünme alışkanlığı kazanmak için çaba sarf etmeliyiz. “ne yapsam başaramıyorum” yerine “biraz daha gayret göstermeliyim “ diyerek önümüze çıkan veya çıkacak engelleri aşmak için hazırlıklı olmalıyız.
Tüm bunlara rağmen olaylar yine de içinden çıkılmaz bir haldeyse psikolojik anlamda profesyonel bir destek almak yerinde olacaktır.

Her zaman olduğu gibi stres ve diğer konularda bizlere http://www.hayatadokun.net/?page_id=6 sayfasındaki iletişim bölümümüzden ulaştırabilirsiniz.

Saygılarımla.
Fatih Arıca

 
Hayata Dokun Derneği Kütüphanesi

Eğitimin sosyal hayatın desteklenmesi gereken yegane unsur olduğunu öngören Derneğimiz, 2012 yılından bu yana; Van, Muş, Tekirdağ, Diyarbakır, Trabzon ve İzmir illerindeki köy okullarına kütüphaneler açmaktadır. Her yıl ortalama 5 kütüphane açan derneğimizin...
DEVAMI...


Jehan Barbur Şarkılarıyla Hayata Dokunuyor Konseri

Sanatçı Jehan Barbur’un Hayata Dokun Derneği yararına verdiği konser İstanbul Bilgi Üniversitesi Mezunlar Derneği desteğiyle 26 Nisan 2013’te Bilgi Üniversitesi Kuştepe Ka...
DEVAMI...


Hayata Dokun’an Üniversiteler

2010’dan bu yana her yıl İstanbul Merkezli tüm devlet ve belli başlı özel üniversitelerde yapılan üniversite öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen konferans...
DEVAMI...


Tüm projeler için tıklayınız