ölüm replikleri sahne ötesi
	yaşam oyununun perdesi zaman
	kırlangıç yağmurları öğütür mevsim
	“it ürür, yürür kervan”
	
	
	
	zehir zıkkım, cadı iksiri kanar dudağım
	uykulu gözlerim gök mavi safir
	onur öykülere sürgün
	hak, hukuk hakir
	
	karanlığıma sarmaş dolaş düşse de iki damla çiy
	süt beyaza öykünür masallarım
	
	masumiyet sokağında buğu tüter suçluluk
	saldırgan iştaha sunulur bikir
	devasa anıtlara kazınsa da saygınlık
	öz benlik fakir
	
	saklı sarnıcında ruh yaralar ruh
	kendi ekseninde ikiyüzlü dostluk
	insan insana kir
	
	çığlıklarım su yüzüne düşen kan
	duygu havanında dövülür ezgi
	dilimde es.kir
	nemrut çarmıhlara asılır la
	bir majör bemol yaratır hükümran
	binlerce minör diyez fa.kir
	
	ciğerler dolusu çoğullanır çirkef
	hangi sabun temizler karayı
	ucube kalem izlerini hangi peş.kir
	aymaz ağızlarda yalanla çiğnense de yakamoz
	suskun su bakir
	
	soluk soluğa talan
	kusmuk kusmuğa zikir
	alın yüz arası körlük
	algısız fi.kir
	kir… kir…
	
	suskuma aldanmasın akbaba
	güle, bülbüle inat
	anka kanatlarımda taşıyorum aşkı, kafdağı’ma
	kafdağı’m yalnız değil…