sardunyalar rengine dargın bu yaz
	
	kiraz kendi tadına
	
	
	
	ne zaman ağlamaklı olsam
	
	intihar döküyor bulutlar
	
	suyum bulanık
	
	toprağım balkan
	
	durulmuyor içimdeki kasırga
	
	
	
	biraz daha geriye düşüyorum her adımımda
	
	şehir aynı şehir ben aynı şair
	
	dudağımda küf tutan
	
	sevdaya dair bir dize
	
	sözleri yitik
	
	hatırlamak zor
	
	
	
	ne zaman ağzımı açsam
	
	meçhul bir dilenci kovuluyor sokaklardan
	
	yanlışlara açılıyor tüm kapılar
	
	adım atsam kendisi olacağım yanlışın
	
	ne tuhaf
	
	is kokuyor ellerim
	
	
	
	uyusam karabasan
	
	uyansam dört bir yanım bezirgân
	
	kim koydu yastığımın altına bu çocuk cesetlerini
	
	başımı koysam
	
	şakaklarımda ölümün parmak uçları
	
	saçları barut
	
	gözleri şarapnel
	
	dilleri ağıt
	
	ne yana dönsem tenime saplanıyor
	
	günahın çığlıkları
	
	
	
	biri kapatsa şu ışıkları
	
	uyusam...
	
	
	
	unutup ihtirasını
	
	yuttuğu insanlığı geri verse kötülük
	
	uzak diyarlarda bir bebek doğsa
	
	adını barış koysam
	
	mutluluk mavisine boyansa gökyüzü
	
	yoksul kokmasa sardunyalar
	
	tepeden tırnağa dalları bassa kiraz
	
	gece gözlerinden dökülsem yakamoz denizine
	
	yıkansam biraz
	
	
	
	...ve uyansam başka bir güne
	
	yeni rengin özgürlük olsa haziran