November 2024
SunMonTueWedThuFriSat
272829303112
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
1234567
 

Ethem Sarısülük

Ethem Sarısülük… Ankara’da direnişin ilk günlerinde polisin başından vurarak öldürdüğü genç…

Her şeyin ayan beyan ortada olduğu bu cinayetin zanlısı polis memuru ‘meşru müdafaa’ gerekçesiyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Biz bu filmi daha önce de izlemiştik. Bu ülke katliamcısının, tecavüzcüsünün aklandığı bir ülke… Video görüntülerinde silahsız bir gencin kafasından vurulduğu anları izlerken “bakalım bunu nasıl inkâr edecekler?” diye sormuş muydunuz siz de? ‘Eline taş geldiği için’ kendini ‘korumak’ istemişti polis devlete göre.

Öldürülen kişi iktidara muhalif olunca, onu öldürmek yasal çerçeve içinde sayılıyor demek ki. Ancak eline taş gelmiş olduğunu doğru farz etsek bile bu polis bildiğiniz anlamda cinayet işlemiştir. Ethem’i öldürdükten sonra olay mahallini koşarak terk ettiğinin yüz binlerce şahidi varken… Bunu tartışmak bile hatadır aslında.

Sormak istiyorum. Neden korktunuz? Neden bu kadar saldırganlaştınız? Birbirinden ayrıştırmak için çaba sarf ettiğiniz o güzel insanların birliğinden… Değil mi? Korktunuz, çünkü siz o insanları bölerek yönetebilirdiniz. Yarattığınız her bir öteki, artık sizin karşınızda kocaman bir blok oluverdi, değil mi? O yüzden Ethem’in cenazesine bile tahammül edemediniz. Kalabalıkların hep bir ağızdan sizi istemediklerini bağırması nasıl kanınıza dokunduysa artık… Tehdit ettiniz. Öldürdünüz. Hakaret ettiniz. İftira attınız. Dünyayı cennet eylemek için hayatlarını ortaya koyanların karşısına cehenneminizle çıktınız. Ve bununla övündünüz.

Ne oldu şimdi? Polisin silahla direnişçi avlaması meşrulaştı mı? Üstelik olayın açıkça görüntüleri olmasına rağmen, ‘meşru müdafaa’ diyebiliyorsa mahkeme; başka bir polisin gözlerden uzakta gerçekleştirmesi muhtemel saldırılarını ne yapacağız? Geçmişte de olmadı mı? Şimdi kimileri daha iyi anlıyordur mesela bu ülkenin doğusundaki cinayetleri, kayıpları…

Bu bir devlet geleneğidir. Aydınlar, yazarlar, gazeteciler, gençler, sanatçılar öldürülür. Halkın üzerine bombalar yağar. Devlet kenetlenir. Her bir kurum ağız birliği eder.

Ama şimdi durum farklı… Artık gizleyemediğiniz, üstünü örtemediğiniz bir gerçek var. Artık birikmiş bir halk tepkisi var. Meydanları dolduruyor insanlar hesap sorulacağı günü inançla haykırarak. Siz devlet olarak inkârda kenetlenseniz de halk gerçekte birleşiyor.

Şimdi siz de kendi partinizin mitinglerinde isterseniz bir milyon kişiyi toplayın. Bir milyar olsanız bu suç aklanır mı? İnsanların üzerine kimyasal karıştırılmış tazyikli su sıkmanızdaki gaddarlığı örter mi? Daha hala isim isim hedef göstererek hayatlarını tehlikeye attığınız insanların tedirginliği, aslında sizin korkunuzun kaynağıdır, değil mi? Yoksa niye çıkasınız meydanlara, seçim kampanyası startını veresiniz? Neden her kalabalığı gördüğünüzde ne pahasına olursa olsun dağıtmak isteyesiniz?

Siz korkuyorsunuz çünkü. Elinde hiçbir silahı olmayan insanların yürekleriyle bütünleşmesinden… Elinde silah olmadan mücadele eden insanın tüm dünyayı sarmalayan haklılığından… Korktunuz. Haklı oldukları için daha da hırslandınız.

Ölen dostları anmak isteyenlerin karanfillerinden bile korktunuz siz. Üzerlerine savaşa gider gibi saldırdınız. Elinde karanfil, yüreğinde ateş olan insanlara…

O ateş söner sandınız. O karanfiller solar… Ethem Sarısülük’ü öldü biliyorsunuz değil mi? Bugün herkes “benim adım Ethem Sarısülük…” diyor haykırarak. Duyuyor musunuz?

Evet… Sizin ruh halinizi en iyi Ataol Behramoğlu’nun şu dörtlüğü anlatır. Korkunuzun sebebini de…

Cellât uyandı yatağında bir gece

"Tanrım" dedi "Bu ne zor bilmece;

Öldürdükçe çoğalıyor adamlar

Ben tükenmekteyim öldürdükçe..."

 
Hayata Dokun Derneği Kütüphanesi

Eğitimin sosyal hayatın desteklenmesi gereken yegane unsur olduğunu öngören Derneğimiz, 2012 yılından bu yana; Van, Muş, Tekirdağ, Diyarbakır, Trabzon ve İzmir illerindeki köy okullarına kütüphaneler açmaktadır. Her yıl ortalama 5 kütüphane açan derneğimizin...
DEVAMI...


Jehan Barbur Şarkılarıyla Hayata Dokunuyor Konseri

Sanatçı Jehan Barbur’un Hayata Dokun Derneği yararına verdiği konser İstanbul Bilgi Üniversitesi Mezunlar Derneği desteğiyle 26 Nisan 2013’te Bilgi Üniversitesi Kuştepe Ka...
DEVAMI...


Hayata Dokun’an Üniversiteler

2010’dan bu yana her yıl İstanbul Merkezli tüm devlet ve belli başlı özel üniversitelerde yapılan üniversite öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen konferans...
DEVAMI...


Tüm projeler için tıklayınız