Kent hayatının getirdiği hızlı yaşama koşulları kadınların iş hayatıyla ev sorumluluklarını bir arada götürememesine sebebiyet verir. Bu nedenden dolayı birçok kadın ya evlendikten ya da çocuk sahibi olduktan sonra iş hayatından çekilmeyi uygun bulur.
Daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi, toplumumuzda kadının birincil görevi ev düzenini ve aile bakımını sağlamak ve bu düzeni korumaktır. Kadının bu kimliği çoğu zaman özel hayatıyla kariyeri arasında bir seçim yapmasını zorunlu kılar. Bu türden vakalar genelde işinden ayrılır ya da tam zamanları bir işletmede çalışmaktansa alternatif iş yöntemleri arayışına girer.
Bu haftadan itibaren birkaç hafta boyunca, bu alternatif iş yöntemleri ve bu yöntemlerin hem kadın hem de işletme açısından durumunu sizlere anlatacağım.
Alternatif Çalışma Yönetemleri: İşveren Bakış Açısı, İşgören Algısı
Alternatif iş yöntemleri denilince akla gelen ilk seçenekler yarı zamanlı ve dönemsel çalışmadır.
Sanayi Devriminden günümüze çalışma koşulları irdelendiğinde, insan faktörünün üzerine oturtulan tam zamanlı verimlilik esası sebebiyle işverenler, alternatif iş yöntemlerine günümüz çalışma koşullarına kadar sıcak bakmıyordu. Ancak kaliteli insan kaynağı bulmanın hem maliyetsel hem de verimsel olarak zorlaştığı gerçeğiyle yüz yüze kalan işveren ve işverene yol gösteren insan kaynakları artık alternatif iş yönetmelerine daha sıcak bakar oldular.
Alternatif iş seçeneğinin ve esnek çalışma modellerinin işverene ve çalışana sağladığı faydaları, konuyla ilgili çekinceleri, ülkemizde bir elin parmaklarını geçmeyen uygulamalarıyla işletmeler ve bu alternatif yöntemleri özellikle kentli kadın işgörenler için uygulamaya başladılar. Bu işleri, farklı kesimlerin algılayışlarını bir kenara bırakırsak, Türkiye’nin yeni ekonomi çağının gereği, artan rekabet ortamında önem kazanan esnek çalışma yöntemlerinin uygulanmasının sağlanması artık kritik önem arz eder. Gelecekte esnek çalışma yöntemlerinin daha da önem kazanacağı gerçeği, esnek çalışma saatli işler için gereli yasal düzenlemelerin biran önce yapılmasını işaret eder.
Trade Union Congress'in (TUC) gerçekleştirdiği, gelecekte esnek çalışma yöntemlerinin eğilimini araştıran bir çalışma sonuçlarına göre;
Yakın gelecekte esnek çalışma yöntemleri çalışma hayatında yer alan taraflar arasındaki ilişkilerde daha önemli rol oynayacak ve hem çalışanlar hem de işverenler tarafından esnek çalışma yöntemlerine olan talep hız kazanacaktır.
Gelecekte hakim olacak çalışma ilişkileri bugünkü ile aynı olmayacaktır. İşçi-işveren arasında, esnek çalışma şekilleri toplu sözleşme görüşmelerinde yer alan ana konulardan bir olacaktır.
Kısmi süreli çalışma artmaya devam ederken, işyerinde esneklik arayışları daha fazla yaratıcılık gerektirecek.
Esnek çalışma yöntemleri ve alternatif iş yerleri uygulamaları işveren açısından özetle, maliyet azaltma ve verimlilik artışı anlamına gelir. Diğer taraftan, çalışanlar açısından yeni iş imkanlarının tanınması, özel hayat ve iş hayatı arasında denge sağlanması, işleri üzerindeki kontrollerinin ve motivasyonlarının artışı anlamına geldiğini söylenebilir. Örneğin, IBM sadece satış ve dağıtım ekiplerine uyguladığı 'Mobility Initiative' programıyla Kuzey Amerika'da, yılda 100 milyon dolardan fazla tasarruf etmiştir. Bu program, satış ve dağıtım ekiplerinde çalışanların uzaktan çalışma (telecommuting) yöntemiyle işlerini gerçekleştirmesine imkan vermiş ve çalışanın seçtiği herhangi bir yerden, bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin sağladığı imkanlarla, fiziksel olarak işyerine gelmeden, çalışmalarını sağlamıştır. Bugün, Amerika'da yaklaşık olarak 30-40 milyon çalışan fiziksel olarak ofislerine gelmeden çalışmaktadır. ABD Çalışma Departmanı Çalışma İstatistikleri Bürosunun yayınladığı verilere göre, 2001 yılında işgücünün yaklaşık % 28.8'i esnek çalışma programlarına sahiptir. Buna karşılık ülkemizdeki mevcut yasal düzenlemelerin esnek olmaması, ve hızla değişen ihtiyaçlara uyum sağlayamaması alternatif iş yerleri ve esnek çalışma saatlerine yönelik uygulamaları zorlaştırmaktadır. "OECD tarafından yapılan bir araştırmada 24 ülkenin çalışma mevzuatı, esnek çalışma karşısındaki engeller açısından karşılaştırılmıştır. Buna göre, ekonomik gelişmeye en elverişli çalışma mevzuatı 4 üzerinden 0.2 katılık derecesi ile ABD'de bulunmaktadır. Türk çalışma mevzuatı ise 4 üzerinden 3.8 puan ile en kötü notu almıştır."
Türk Hukuk Mevzuatında iş sürelerine ilişkin hükümlerin emredici niteliğe sahip olması sebebiyle iş sürelerinin esnekleştirilmesi mevzuat açısından mümkün değildir. Örneğin, 1475 sayılı İş Kanunu'nun 61. maddesi uyarınca genel bakımdan iş süresi haftada en çok 45 saat olup, bu süre haftada 6 işgünü çalışılan işlerde günde 7.5 saati geçmemek üzere ve Cumartesi günleri kısmen veya tamamen tatil edilen işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanmaktadır. Bu madde temelinde yapılacak bir yorum uyarınca, haftalık çalışma süresinin 45 saati geçmesi; sıkıştırılmış iş haftası veya sıkıştırılmış iş ayı uygulamasının mümkün olamayacağı açıktır. Ayrıca, sözkonusu hükümlerin sözleşme ile değiştirilemeyeceği göz önüne alındığında, toplu iş veya hizmet sözleşmeleriyle düzenlenebilecek alan da sınırlı kalmaktadır. Bu bağlamda, esnek çalışma yöntemlerinin, toplu sözleşme ve hizmet sözleşmeleri ile kararlaştırılmasına imkan tanınmasının sağlanması önem taşır.
Ülkemizde, esnek çalışma biçimlerinden iş süresine ilişkin olarak ancak 'basit kayan iş süreleri' uygulaması mümkün olabilecektir. Basit kayan iş sürelerinde, çalışanın günlük iş süresinin uzunluğu belirlenmiştir, ancak bu süre içinde çalışan ne zaman işe başlayacağını ne zaman işe son vereceğini kendi tayin eder.
Yabancı hukuk mevzuatları uyarınca toplam haftalık iş süresinin 5 veya 6 işgününe değil, daha az sayıda (örneğin 3-4) işgününe sıkıştırılarak sıkıştırılmış iş haftası uygulamaları mümkün olmaktadır. Aynı yöntem ile 1 aylık çalışmanın 10-15 güne sıkıştırılması suretiyle yoğunlaştırılmış iş ayı uygulamaları da görülmektedir.
Uygulamada yaşanan güçlükler sebebiyle Türk Hukuk mevzuatının, "esneklik" ilkesine göre yeniden düzenlenmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Tarafların (İşçi-İşveren sendikaları) görüşüne sunulmuş olan İş Kanunu Ön Tasarısı'nda esnek çalışma modellerinden ödünç iş ilişkisi, kısmi süreli çalışma, evden çalışma ile ilgili tanımlara yer verilmektedir.
Öntasarı'nın 65. maddesinde yer alan önemli düzenlemelerden biri, iş sürelerine ilişkin olup madde kapsamında haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğu ve aksinin kararlaştırılmaması halinde bu sürenin, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanılabileceğidir. Ayrıca bu maddede, tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresinin, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde 12 saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ve bu halde, bir aylık süre içinde İşçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamayacağı belirtir. Öntasarı metninin yasalaşması ile 45 saatlik çalışmanın iş günlerine en fazla 12 saat esası uyarınca dağıtılması halinde sıkıştırılmış iş haftası uygulamasına yaklaşılmış olacaktır.
Ayrıca Öntasarı'da hizmet sözleşmesinin türünü belirleme serbestisi tanımlanmış ve 'taraflar iş sözleşmesini, kanun hükümleriyle getirilen sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla, ihtiyaçlarına uygun türde düzenleyebilirler' ifadesine yer verilmiştir. Diğer taraftan, 'iş sözleşmelerinin belirli veya belirsiz süreli, tam süreli veya kısmi süreli yahut deneme süreli yada diğer türde oluşturulabileceği' belirtilmiştir.
Avrupa Birliği'ne girmeyi hedef edindiğimiz günümüzde, AB'nin istihdam stratejisini,
İşletmelerin istihdama ilişkin mali ve yasal yüklerinin azaltılması
Girişimciliğin teşviki
Eğitimin işçi-işveren işbirliği araçlarıyla geliştirilmesi
Esneklik süreçlerinin yaygınlaştırılması
Atipik çalışmaların özendirilmesi ve yaygınlaştırılması
olması tanımlamış olması da çarpıcıdır. Ana amacı işsizliğin azaltılması olan stratejinin ülkemizde de ilke olarak benimsenmesi, "12 milyon işsiz ve 4.5 milyon kayıt dışı istihdamın" bulunduğu 2012 Türkiye’si için kritik önem taşır.
Yukarıdaki stratejilerin benimsenmesi ise, özetle esnek çalışma için gerekli hukuki altyapının sağlanması ile gerçekleştirilebilir.
Esnek çalışmanın 'kuralsızlaştırma' veya çalışma hayatının 'hukuktan arındırılması' anlamına gelmediğini ve Türkiye'nin değişime ayak uydurmasının zorunluluğunu kabul etmemiz gerekmektedir. Geç de olsa gerçekleştirilen çalışmaların desteklenmesi, hız kazanmasını sağlamamız çalışma hayatının gelişimi açısından kritiktir. Çalışma hayatında yer alan tarafların karşılıklı çıkarlarının uzlaşmasını sağlayacak hukuki altyapıyı kurmak için daha fazla geç kalınamaz. (http://www.ikademi.com/endustri-iliskileri/1335-turkiyede-esnek-calismaya-bakis.html)
Tam zamanlı ve alternatif iş yöntemleriyle çalışmanın yasal mevzuatı hakkındaki bilgilerin ardından, şimdi gelin bu alternatif iş yöntemlerinden en yaygın olan ‘Yarı Zamanlı İş’ ve ‘Dönemsel İş’ nedir ve koşulları ve huhuki dayanakları nasıldır inceleyelim.
Evrim Gözener