Ünlü Filozof Heraklit "aynı nehirde iki defa yıkanılamayacağını bil" der, çünkü; herkes ilk defa yıkandığı nehrin üzerindeki etkisini, debinin yoğunluğuna göre hissederek zamanla değiştiğini bilir.
Yıllar sabretmeyi öğretir, deli kanlılığın değişir;
Anne olmak güçlü olmayı öğretir, kendine bakışın değişir
ve
Acı olgunlaştırır, hüngürt foşurt ağlamak, mum gibi içine içine erimeye evrilir.
Bunları yaşar, hayatla karşılıklı dokunuşarak büyürsün.
Kalp krizi geçirmek, öncelikle olumsuz yaşam şartlarını yeteri kadar vücuduna yaşatmakla başlar; daha sonra aşağıdaki iki önemli nedenden kriz tetiklenir:
Boşanma
Aile ölümleri
der Türk Kardiyoloji Derneği Önceki Başkanı Prof. Dr. Çetin Erol.
Krizi tetikleyecek maddenin aşikarlığı yanında, kahramanımız henüz 24 yaşında kendine yeteri kadar zarar verecek zamanı olmadığı için namludaki ateşi içine atar.
Anlaşmalı boşanma enteresan bir tecrübedir. Bir başkasını tercih eden “aşk”ı hayatından söküp atmanın resmiyetteki en kısa adıdır. Karar verilmiştir, infaz gerçekleşir ve “Anlaşarak” boşanılır. Buse, evli olarak son defa gördüğü Erdem’inin O’na, saçı sakalı birbirine karışmış halde, karşılaştıkları ilk günkü gibi baktığını hissederek irkilir. Bir zamanlar dünyalara değişmeyeceğini düşündüğü adamın, O’nu ve bebeğini tüm dünyaya değişebileceği gerçeğiyle yüzleşirken “şimdi ben ne yapmalıyım?”ı sorgular.
Kızının adı “Devrim”, yani Buse’nin hatındaki ani ve hızlı değişim, olur.
Devrim’in üçüncü ayında Buse eski işine, muhabirliğe döner . Devrim’i Erdem’siz dünyaya getirmenin sorumluluğuyla savaşmak zorundadır. Annesinin hep söylediği eski şarkının sözleri gibi “ayrılık, ateşten bir kor”dur; zaman akarken, henüz çocuk yaşında, önce anne sonra ayakta duran güçlü genç kadın olmalıdır.
İş aynı yoğunlukta başlar. Buse, Erdem’le ayrıldıklarını kimseye söylemez. “Boşanmış Kadın” olmanın “ay-rı-ca-lık-lı” bir statü olduğunu az çok bilir. Ancak, zaman geçer ve iş arkaşlarınca eş, yani Erdem soruları cevapsız kalınca, yap-boz’un eksik parçaları fısıltı gazetesi mensuplarınca tamamlanır.
Muhabirliğin en iyi tarafı dışarıda olmaktır. Haber peşinde koşarken yolunun üzerindeyse, arada eve uğranarak sütünü sağar Devrim’i görür.
“Boşanmış” bir kadınla aynı iş yerinde işgörüyor olmayı fırsat bilen bazı “arkadaş”lar önce yalnız anne “single mother” olmanın zorluklarını sohbet konusu yapar. Burası İstanbul’dur, insanların başına herşey gelebilir, “boşanmış anne” olmak da çok “normal”dir; Buse artık muhabirlik değil ofis işlerine bakmalı, yorulmamalı ve “pozitif ayrımcılık – ne demekse!” hakklarını kullanmalıdır. Özetle; öncelik kadın/anne hakkıdır, vatandır, millettir, sakaryadır.
Buse; konuşmaz, dinler. Bakışlar farklı bile olsa, görüntü şimdilik “arkadaşlık”tır. Arkadaş sohbetleri mesai sonrası saatlerde kahve içme davetleriyle sonlandırılırken Buse’nin cevabı hep “hayır” dır.
Günler geçerken, Devrim 9 aylık olmuş; Buse, işyerinde doğum önceki performansını yakalamıştır. 6 ayın en meşakkatli tarafları; haber peşinde koştururken katlanılan göğüs sancısı ve çalıştığı bölümün yazarı Turan Bey’in sürekli odasına çağırarak iş raporu almak yerine konuyu Buse’nin anne olduktan sonra ne kadar güzel olduğuna getirmesidir. Buse, ilk günler bu iltifatlara cevapsız kalırken, iltifatın sınırları genişledikçe Turan Bey’le tartışmaya başlar. Turan Bey, kendisiyle tartışan Buse’yi gece ropörtajları işine vererek iltifat edebileceği genç bir kadın yaratma çabasındadır.
Valizinde hayal kırıklıkları ve hüzün yalnızlıklarıyla 6 ay boyunca annesinin evinde oturan Buse, aklından hep “Erdem nerdesin?”i geçirir.
Gelecek günler daha büyük sıkıntılara gebedir. Buse; yine çok önemli olarak haberini aldığı bir işin peşinde havalimanına gider. Olay yerine vardığında Atatürk Hava Limanı Basın Odasında Turan Bey’i görünce önce şaşırır sonra selam verir. Turan Bey, Buse’nin çektiği fotoğrafların haberini havalimanında yazıp ofise göndereceğini, bu iş bittikten sonra Buse’nin de kendisiyle birlikte ofise dönmesi gerektiğini söyler.
Fotoğraflar çekilip haberin yazılması 17.15 saatlerinde biter. Buse, Turan Bey’e saatin geç olduğunu, ofisteki iş her ne ise, kendisi olmadan yapılıp yapayacağını sormak ister, Turan Bey ise “teknik olarak gece muhabirliği yapıyorsun, unutma!” cevabını verir. Havalimanından Turan Bey’in otomobiliyle ayrılarak ofise gidilmek üzere yola çıkılır.
İstanbul mesafeleri artı trafik saati eşittir Şişli ofisine 19.00 sularında varılır. Turan Bey, makine ve çantasını masasına bıraktıktan sonra Buse’nin odasına gelmesini söyler. Buse, talimatı yerine getirir.
Odadan içeri girdikten sonra kapıyı kapatan Turan Bey, söze nereden başlayacağını bilemediğini söyleyen bir girizgahla konuşmasına başlar. Buse’nin muhabir olan mesai arkadaşı Serdar’la gereksiz bir samimiyet gözlemlediğini, Serdar’ın eşinin bir şekilde durumdan haberdar olduğunu ve kendisini aradığını iletir.
Buse, 2 yaşında bebeği olan ve sadece mesai değil iletişim fakültesinden de tanıdığı Serdar’la yakıştırılmasına şaşırarak tepki veremez. Serdar, Buse’nin eve bazı günler erken dönebilmesi için, gece işlerini kendi gündüz işleriyle değiştirmiş; Buse'nin herşeyden önce “anne” olduğunu savunan takımdandı. Henüz 25 yaşında genç bir kadın olarak Turan Bey’i sadece dinledi, yakıştırmalara cevap vermedi ve duyduğu ifadenin düzeyine inanamayarak “Bu durumun üzerini kapatabiliriz Buse’ciğim” diyen amirinin odasından kapıyı çarparak çıktı.
Devam edecek…